mIRCForumlari.Net - Seven ne yapmaz ?!

Seven ne yapmaz ?!

Merve çok mutluydu, senelerce emek verdiği mesleğine kavuşuyor, mezun oluyordu. Tıpki Safiye Ali (1894-1952) gibi doktor olmaktı hayalı. İlk Türk kadın doktoru Safiye Ali, ülkemizin medeni iftarıydı! O dönemlerde kız çocuklarının okutulmasını “lüks” kabul edildiği, üniversite kapılarının kız çocuklarına kapalı olduğu yıllarda doktor olma hayalinden bir an olsun vazgeçmedi. Bütün kadınlara hayalınızın peşinden yürüyün, siz başarırsınız sloganı ile örnek oldu.
Merve de Safiyeyi kendine örnek aldı onun izinden yürüyecekti. Ailesi maddi manevi kızlarını destekliyorlardı. Mervenin en büyük hayali doktor olup sevdiği ile evlenmekti. Yerlere göklere siğdiramadiği adamla evlenip bir ömür mutlu olmaktı. Gelinliğini bile seçmiş, sadece mezun olmasını bekliyordu. Son sınavını basarı ile kazanan Merve, artık doktor olmuştu. Ailesi çok sevinmiş, kızları ile gurur duyuyordu. Sevdiği adamda çok mutluydu, artık aradaki son engel kalkmış ailelerin birbiri ile tanışmasına sakıncası yoktu.

Hersey güzel olacak diye düşünürken, aileler birbirlerinden haz alamayıp, gençlerin evlemesine karşı çıkmışlardı. Merve çok üzgün ne yapacağını bilmiyordu. Bir tarafta ailesi diğer tarafta sevdiği adam. Nasıl sağlıklı karar verebilirdi ki. Merve hayalının peşinden gitmeye karar verdi ve sevdiği ile evlenecekti. Zor günler zor kararlar Merveyi bekliyordu. Hiçbişey hayal ettiği gibi gerçekleşmiyordu, seçtiği gelinliği alamamış, istediği düğünü yapamamış, sadece yıldırım nikahı ile evlenmişlerdi. Olsun diyordu Merve, seven sevdiğini olduğu gibi kabul ederdi. Ailesini bu mutlu gününde yanında görememek Merveyi çok etkilemişti. Bu kadar hüzün duyacağını tahmin edememişti, ama olsun sevdiği adamla beraberdi. Bu mutluluk herseye değerdi.
Ama ne yazıkki bu konudada yanılacaktı. Sevdiği adam evlendikten sonra değişmeye başlamış, mervenin düzensiz iş hayatından şikayetçi olmaya başlıyordu. Anlayışlı olarak tanıdığı adam sanki yüz değiştiriyor gün geçtikçe tanınmaz hale geliyordu. Merve buna da sabredecekti, yine ödün veren o olacaktı. Gün geçtikçe şikayetler büyüyor, kıskançlıkların haddi hesabi olmuyordu. Merve iyice bunalmıştı, her geçen gün özgürlüğü kısıtlanıyor, huzurlu bir gün geçiremiyordu. En sonunda çok sevdiği işini kocasının baskısından dolayı bırakmak zorunda kalmış, ama kocasını hala memnun edememişti. Merve herseyden vazgeçmişti, ailesinden, işinden arkadaşlarından. Derdini kimseye anlatamıyor utanıyordu. Hayatı zindanı andırıyordu, bir türlü çıkamıyordu işin içinden. Ölü gibiydi. Hayatı elinden kayıp gidiyordu. Ailesini aramaya yüzü yoktu. Neden annesini babasını dinlememişti? İnsan çocuğunun kötülüğünü istemiydi ? Son pişmanlık fayda etmiyordu! Bunu üzülerek anladi, ama hayati böyle devam edemezdi.*Aklına yakın bir arkadaşi geldi. Kocası onunla konuşmasınıda yasaklamişti, numarasını silmişti cep telefonunda. Hemen onu aradı çağırdı yanına. Evden ayrılmaya daha doğrusu kaçmaya karar verdi Merve. Kocası işe gittikten sonra, arkadaşını çağırdı. evden hiçbirsey almadan cıkti.
Arkasını son kez dönerek bakti evine. Ne güzel hayaller kurarak burayi turmuşlardi. Özenerek mobilyalarını almişti. Mutlu huzurlu bir yuvaydı tek istediği ! Ne yazık ki kabusu olmuştu bu dört duvar. Gözünden ıkı damla yaş akti, sonra arkasını döndü ve arabaya bindi. Ailesinin yanına gitti. Annesi kızını kapida görünce ciğlık atti. Sarıldıkar, ağladıkar… Merve ailesine olup bitenleri anlatti. Artık o adamdan boşanacak, ailesinin yanında kalacakti.
Güzel günler Merve yi bekliyordu. O yine hayalinin peşinden gidecekti, insanlara en çaresiz anlarında umut olacaktı.

Seven ne yapardı?

Seven sevdiğine sahip cıkardi.

 Seven sevdiğine kiyamazdi.

Güzel sevmeniz dileği ile,

Hoş kalin, Sağlıklı kalın..

En güzele Emanet olun

Hacer