mIRCForumlari - mIRC ve IRC Kullanıcılarının Paylaşım Platformu
  https://www.sosyalchat.com/


SohbetG.Com

Kullanıcı Etiket Listesi

Yeni Konu aç Cevapla
 
Seçenekler
Alt 15 Ağustos 2023, 08:55   #1
Çevrimdışı
Ra'
Üyelik tarihi: 09 Haziran 2023
Konular: 1289
Mesajlar: 1.528
Nerden: Aydın
Cinsiyet: Erkek
Web Site: mIRCForumlari
Alınan Beğeni: 125
Beğendikleri: 86
@Ra'
Standart Ruhsal Eğitmenlik ve Kendini Tanımak

Her yerde eğitimler, seminerler, workshoplar var. Üstüne üstlük o birkaç günlük eğitimlerle sana ‘eğitmenlik’ nişanesi bile veriliyor. Ve sonra çekiyorsun kılıcını, “Eğitim sertifikasının gücü adınaaa.. Ben de artık hepinizi eğitebiliriiim!” diyorsun. Ben de sana diyorum ki: “Acaba?”

Yukarılara çıktıkça aşağıyı göremezsin tabii ki.. Hatta aşağıda neler olduğunu dahi unutursun. ‘Yukarı’ başkadır. Onu başka yapan eriştiğin zaman verdiği hazdır. Oradayken hâlâ iç huzurunla tanışmamışsan, verilen mesaj nettir: “Buraya geliş şeklin çok da doğru değil!”


‘Eğitmek’ kelimesi oldum olası çok hoşuma giden bir kelime değildir.


Bunun yerine ‘destek olmak, yol açmak, birlikte yürümek’ ifadeleri daha güzel geliyor bana.

Daha da önemlisi, içi dolu fakat pek çok şey gibi onun da posasını bıraktığımız bu ‘eğitmenlik’ vasfına sahip olmak bu kadar kolay mı? Olmamalı…

Bazen ruhunuzu bazen bedeninizi bazen de her ikisini emanet ettiğiniz insanları önce tanımak lazım sanki. Kendine eklemeler yapmayan ve bunu sürekli hale getirmeyen, olduğu yere çimentoyla sabitlenmiş gibi ancak size karşı “Sana şöyle farkındalık kazandıracağım, senin şöyle hayatını değiştireceğim..” vaatlerinde bulunan kişilere karşı daha dikkatli olmak gerek sanki..



Yukarılardan aşağıyı göremezsiniz demiştim ya hani; anladınız şimdi işte. Öğrendiklerini- yaşadıklarını içselleştirmeden, arkasından atlı birlikler geliyormuş gibi hangi seminer- workshopa gideceğini bilmeyen, kararsız, kendini tanıma yolculuğunu başkalarının eline bırakanlardan bahsediyordum ben! Bunun çünküsü belli; çünkü eğitim torbaları doldukça onların kendilerini gördükleri nokta ve kendi iç benlikleri öyle başkalaşıyor ki atladıkları yerleri göremez oluyorlar. Velhasıl kelâm aslolan şey “içimize bakmak” dışarıya değil.

Bir de bu var değil mi, “kendi içine bak” sözü çok çıkar oldu karşımıza. Peki güzel, bakayım- yapayım da ama nasıl?

Birçok yolu var aslında bunun. Bencesini söyleyeyim mi?

Deneyimlediğini anlatabilmek! Mesela ben, kendi içime bakmayı kendimi tanımakla öğrendim. Kimsin? dedim. Ne istiyorsun hayattan, ne konuşmaktan mutlusun, hangi inançlarınla var oluyorsun ya da var olduğunu sandıkların gerçekten senin inşa ettiklerin mi? diye sordum.

Sorun siz de.. Hatta önce ‘niyet’ edin kendinizi bulmaya. Çünkü evren her zaman cevap verir.

Sonra atın kabuklarınızı, silkeleyin üstünüzdeki tortuları. İşte o an ruhunuzu dinleyin ne diyor size?

Eğer bir fısıltı bile duyabildiyseniz kendi içinize dönmeye başladınız demektir. O fısıltıyı takip edin, çünkü sonrasında size kocaman sesler duyuracaktır. Bence bir adım daha gidin ve o sesin özünü bulun; “sevgi”yi yani.

Her şey bir yolculuk evet, hayat zaten bir yolculuklar silsilesi ve kendini tanımak da yolculukların en güzeli. Size bu yoldaki en güzel dileğim de ‘sevgi’nin arkadaşlığı hep yanınızda olsun ve en çok da onu dinleyin.



Kabuk yaraya sadık değil...
  Alıntı ile Cevapla

Cevapla
Etiketler
eğitmenlik, kendini, ruhsal, tanımak


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)