mIRCForumlari - mIRC ve IRC Kullanıcılarının Paylaşım Platformu
  https://www.sosyalchat.com/


SohbetG.Com

Kullanıcı Etiket Listesi

Yeni Konu aç Cevapla
 
Seçenekler
Alt 18 Şubat 2023, 08:19   #1
Çevrimdışı
Üyelik tarihi: 07 Aralık 2022
Konular: 21281
Mesajlar: 24.385
Nerden: İstanbul
Cinsiyet: Erkek
Web Site: TRmIRC.Net
IRC Sunucu: IRC.TRmIRC.Net
Alınan Beğeni: 3913
Beğendikleri: 7042
@RahmetLi
Ruh Hali : : Olu Gibi
Standart Zonguldak ili

COĞRAFİ YAPI

Zonguldak, Batı Karadeniz Bölgesi’nde, Karadeniz’e batı ve kuzeyden kıyısı olan bir ildir. 3.309 km²lik yüzölçümüyle Türkiye topraklarının binde altısını kaplar. Karadeniz kıyılarından başlayan il toprakları, kuzeyden Karadeniz, kuzeydoğudan Bartın, doğudan Karabük, güneyden Bolu, batıda Düzce illeriyle çevrilidir.

Zonguldak yönetsel anlamda Merkez İlçe, Alaplı, Çaycuma, Devrek, Gökçebey ve Kdz.Ereğli ilçelerinden oluşmuştur.


YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ

Zonguldak ili çok engebeli bir arazi yapısına sahip olup; il alanının % 56’sı dağlarla, % 31’i platolarla ve % 13’ü ovalarla kaplıdır.

Akarsu vadileriyle yer yer derin bir biçimde parçalanmış olan il toprakları orta yükseklikteki dağlık alanlardan oluşur.

Bol yağışlı bir iklime sahip olan Zonguldak, yerüstü su kaynakları bakımından oldukça zengindir. İlde Filyos Çayı dışında büyük akarsu olmamakla birlikte, çok sayıda akarsu vardır. Bu akarsular, il alanının sık bir vadi ağıyla parçalamıştır.


Dağlar

Ağırlıklı yeryüzü şekillerini oluşturan dağlar; kuzey kesimlerinde 1000 metreyi bulmazken, orta kesimlerde 1200 metreyi aşmakta, güneyde ise yer yer 2000 metreye kadar ulaşmaktadır. Dağlar kıyıya koşut üç sıra oluşturduğundan kıyı ile iç kesimler arasında ulaşım güçleşir. Kıyıya yakın yükseltilerin oluşturduğu dağ sırasının altında zengin taşkömürü yatakları vardır.

Atyaylası Tepesi (710 m), Göldağı (771 m), Kantar Tepe (905 m), Orhan Tepe (920 m), Baba Dağı (1120 m), Soğukoluk Tepesi (1268 m), Kızıl Tepe / Kızıltaş )1468 m) ve Bacaklı Yayla ilin bilinen yükseltileridir.





Vadiler, Platolar, Ovalar

Zonguldak il toprakları sıkı bir vadi ağıyla parçalanmıştır. Bu vadiler kimi kesimlerde genişleyerek düzlükler oluşturmasına karşın, ilde büyük denebilecek bir ova yoktur.


Filyos Çayı Vadisi

Alaplı Irmağı Vadisi

Gülüç Irmağı Vadisi

Üzülmez Deresi Vadisi





Kıyılar

Karadeniz boyunca uzanan kıyı şeridinin tek önemli girintisi Kdz.Ereğli yakınlarındaki Baba Burnu’dur.

Doğuda Sazköy’den batıda Alaplı ilçe sınırına uzanan 80 kilometrelik kıyı bandında yer alan pek çok doğal plaj (koy) ve kumsal alanlar yöre halkının yaz aylarında günübirlik kullandığı belli başlı mekanlardır



Akarsular

Filyos ve Gülüç Çayı; Devrek, Alaplı ırmakları; Üzülmez, Kozlu dereleri yörenin bilinen akarsu kaynaklarıdır. Ayrıca her biri akarsuların denize döküldüğü yer anlamına gelen Küçükağız, Ömerağzı, Çatalağzı (Çatalağızir coğrafya terimi olup, ırmağın denize kavuştuğu yerde lığların birikmesiyle oluşan delta) İnağzı, Değirmenağzı, Çavuşağzı, Alacaağzı, Köseağzı, Mevrekeağzı ve İncivezağzı gibi ağızlara irili ufaklı pek çok dere akmasına karşın, yaz mevsiminde bu derelerin oluşturduğu kanyonların suyu azalmaktadır.

En önemli akarsuyu Filyos Çayı olup 228 km. uzunluğundadır.



Baraj Gölleri ve Göletler

İl sınırları içinde doğal göl bulunmamaktadır. Merkezde Ulutan, Kdz.Ereğli’de Kızılcapınar ve Gülüç baraj gölleri; Çatalağzı’da Dereköy ve Karapınar’da Çobanoğlu göletleri ilin bilinen yapay gölleridir.

BİTKİ ÖRTÜSÜ



İl topraklarının % 52’si ormanlık alan (348.612 ha) olup, bunun % 88’i koru, % 12’si baltalık orman niteliğindedir. Ülkemiz ormanları içerisinde zengin bir tür çeşitliliği ile doğal arboretum konumunda olan yöre ormanlarında kayın, meşe, gürgen, kestane, çınar, ıhlamur ve kızılağaç başta olmak üzere % 70’i yapraklı; gürgen, karaçam, sarıçam, kızılçam ve sahil çamı türleriyle % 30’u ibreli ormanlardır. Her mevsimi yağışlı geçen yörenin yükseklikleri iğne yapraklı (köknar, çam), daha aşağıları yayvan yapraklı (kayın, meşe, kestane, karaağaç, ıhlamur, kavak), akarsu kenarları da kavak, söğüt ağaçlarıyla kaplıdır.

Bu ana yeşil dokuyu orman gülü, pırnal meşesi, çoban püskülü, defne, kocayemiş, kızılcık, kiraz, funda, ayı üzümü, kuşburnu, böğürtlen, dağ çileği, eğrelti otu gibi orman altı bitki örtüsü tamamlamaktadır.Zonguldak yöresi endemik bitki varlığı açısından da oldukça zengin bir potansiyele sahiptir.

Ana toprağı Zonguldak olan bu bitkilerin bir bölümü yörenin antik adları ile (phrygia, paphlagonica, galaticus, bihhynicum, pontica...), bir bölümü de mitolojik kaynaklardaki adları ile (delphinium, olympica, heracleum...) bilinmektedir.

İKLİM

Zonguldak ili ılıman Karadeniz ikliminin etkisi altındadır. Her mevsimi yağışlı ve ılık olan Zonguldak’ta kurak mevsime rastlanılmamaktadır. En fazla yağış sonbahar ve kış mevsimlerinde görülür.

İlde mevsimler ve gece-gündüz arasında önemli bir sıcaklık farkı bulunmamaktadır. Denizden iç kesimlere doğru gidildikçe, iklim biraz daha sertleşir.

Yıllık ortalama sıcaklıklarda il genelinde önemli bir farklılaşma yoktur. Haziran, Temmuz ve Ağustos ayları ilin en fazla güneşli günlerinin yaşandığı aylardır. Yine bu aylar arasında deniz sıcaklığı ortalama 20 °C düzeyindedir.

Yıllık yağış ortalamasının 1234.96 mm olduğu Zonguldak’ta, en yağışlı aylar 148.65 mm ile Aralık ve 141.72 mm ile Ocak aylarıdır. Yağışlar kıyılardan iç kesimlere doğru gidildikçe hem azalmakta hem de yağmurdan kara dönüşme özelliği göstermektedir.

İlde hakim rüzgar güneydoğu (keşişleme) yönündedir. İkinci derecede etkili rüzgar ise kuzeybatı (karayel) yönündedir.

Zonguldak’ta en düşük nispi nem oranı % 70 olup, ortalama nispi nem oranı % 75’tir.



JEOLOJİK YAPI

Karadeniz sahilinde Ereğli-İnebolu arasındaki engebeli arazi parçası bugünkü jeolojik bilgilere göre Mezozoik çağa ait bir teşekküldür. Birçok yerde kömür ihtiva eden tabakalar yüzeyde kendini gösterir. Kretesinin altındaki karbonifer şeridi 160 km uzunluğundadır.

Filyos Çayının batısında kalan Zonguldak-Kozlu-Kandilli (Batı Kömür Havzası) Filyos Çayının doğusundaki pencereler (Doğu Kömür Havzası) adını alır. Azdavay ve Söğütözü gibi doğu kömür havzasına ait yerlerde prodüktif kömür damarlarına rastlanır.

Zonguldak sahasında ilk hareketler, Namurian Formasyonunu tabanında meydana gelmiştir. Genel bir yükselme Vise kalkerinin teşekkülüne son vermiş ve ilk kara teressübatı meydana gelmiştir. Alt Namurian’da bazı ilerlemeler ve gerilemeler olmuşsa da Orta Namurian’da kömür havzası açık denizden kesilmiştir. Bütün Namurian Devri, sürekli bir alçalma göstermiştir. Ortalama 1000 metrelik bir çöküntü, bütün kömür havzasında Namurian Devrinin sonunu getirmiştir. Yeni hareketlerle Westfalian Devri başlamıştır. İkinci bir hareket sonucu nehirlerin taşıma gücü artmış, büyük miktardaki teressübat çöküntü halindeki sahaya doğru akın etmiştir. Bu hızlı çöküntü zaman zaman durmuş ve sakin devirlerde,büyük miktarda turba teşekkül etmiştir. Namurian Devrindeki hareketler aynen ve daha yakın yerlerde meydana gelmiştir. Westfalian A’nın üst kısımlarında nehirlerin taşıma güçleri azalmıştır. Westfalian’ın konglomeraları en çok formasyonun alt yarım kısmındadır.

Westfalian B’nin başlangıcında deniz kıyısının gerisindeki alanda bir yükselme meydana gelmiş, nehirlerin taşıma güçleri büyük miktarda artmıştır. Westfalian A’nın konglomeralarından daha büyük ve volkanik menşeli çakılların teşkil ettiği Karadon formasyonu, sahada yüksek dağları ve volkanik hareketlerin varlığını gösterir.

Gelik’in doğusundaki Karbonifer (Göbü Karboniferi) adını alır. Bu karbonifere Delikli Meşe Karboniferi adı da verilir.

Westfalian A,C ve belki D Konkordan Westfalian A’nın üzerinde yatmaktadır . Bu devrin başlangıcında, nehirlerin taşıma kabiliyetinin büyük olması bu formasyonun başlangıcında büyük miktardaki konglomeralarla kendini göstermektedir. Westfalian B’nin büyük parçalı tabakaları, Westfalian A’ya göre daha fazla volkanik taş ihtiva etmektedir. Bu formasyonda da bazı kömür damarları vardır, fakat damarlar ya çok ince veya istihsal için çok şistlidir.


KÖMÜRÜN OLUŞUMU

Kömür Oluşumu; Kömür değişik oranlarda organik ve inorganik yapıcı ve bileşenler içeren tortul kayaçtır. Doğada yapı, doku, bileşenler ve köken açısından, birbiriyle tam anlamda özdeş iki kömür oluşumuna rastlamak hemen hemen olanaksızdır.

Kömürü yapan ana element karbondur.Bu nedenle oluşumu karbon çevrimine çok bağımlıdır. Kömür evrimi bataklıklarda başlar. Kömürleşmenin başlıca kaynakları bitkiler ile havadan veya yüzeysel sulardan alınan karbondioksittir. Mağmanın içerdiği gaz, buhar ve çözeltiler karbon çevrimine katılır. Hava ve sudaki karbondioksitin önemli bölümünü bitkiler özümler, yaşamları için gerekli olanı yapılarında tutarlar. Karbondioksitin suda çözünen bölümü, karbonatlı kayaçlarda ve organik tortularda birikir. Bunların başkalaşması sonucu tekrar çevrime katılır.

Kömür; Uygun ortamlarda, bataklıklarda bozunma ve çürümeden kurtulan bitki kalıntı birikimlerinin,zamanla biyokimyasal ve fiziksel etkilerle değişimi sonucu oluşur. Biyo kimyasal evrede Turbalaşma, dinomokimyasal veya başkalaşma evresi ise kömürleşmedir.

EKONOMİ
TAŞ KÖMÜRÜ



Zonguldak ilde bulunan doğal kaynakların yönlendirdiği bir ekonomik yapı göstermektedir. İl tarım dışı kesimlerin ağırlık kazandığı bir kaç ilden biridir.


Zonguldak, yeraltı kaynakları açısından zengin illerden biridir. Zonguldak’ ta taşkömüründen başka, alüminyum (boksit), demir, manganez, barit, dolamit, kalker, kuvarsit, şiferton yatakları bulunmaktadır. Bunlardan manganez, kalker ve şiferton yatakları işletilmektedir.

Taşkömürü Havza Sınırları
İmtiyaz sahası; 3.885 km2 si karada, 3.000 km2 si de denizde olmak üzere 6885 km2 lik bir alanı kapsamaktadır.

Rezerv

Kuzeybatı Anadolu Taşkömürü Havzası Zonguldak ve Kastamonu illerinin, Kdz. Ereğli ilçesinden Cide-Azdavay ilçesine takiben150 km’lik bir sahil şeridi bulunur. Beş ayrı üretim bölgesinde taş kömür rezervleri henüz tam anlamıyla tespit edilmiş değildir. Bilinen rezervler deniz seviyesinden -1200 m derinliğe göre hesaplanmıştır. Bugüne kadar yapılan araştırma ve hesaplamalara göre 2007 yılı sonu itibariyle 541 milyon tonu görünür, 420 milyon tonu mümkün ve 367 milyon tonu muhtemel olmak üzere toplam 1.328 milyon ton taşkömürü rezervleri belirlenmiştir.





Taşkömürünün Ülke Ekonomisinde Yeri


Başta Demir Çelik olmak üzere enerji, gıda, tehsin, çimento vs. metalürji Endüstrisinin tüm kesimlerinde ihtiyaç duyulan en önemli hammaddelerden biri de metalürji koktur.
1970 yılından itibaren ülkemizde gelişen Demir Çelik sektörünün ihtiyacı iç üretimle karşılanamaz olmuş ve ithal taşkömürünün ülke
ekonomisine girişi kaçınılmaz hale gelmiştir. 1973 yılında 16 bin ton ile başlayan ithalat, diğer sanayi sektörlerinde de ithalata yönelmesiyle 1997 yılında yaklaşık 9,5 milyon tona ulaşmıştır. 1997 yılı itibariyle taşkömürü üretiminin ülke ekonomisine katkısı 105.9 milyon dolardır.

Taşkömürü İşletmeciliğinin Tarihçesi
1829 da taşkömürünün, Zonguldak Ereğli ilçesi Kestaneci köyünden Uzun Mehmet tarafından bulunduğu kabul edilir.


İşletmecilik Başlangıcı ( 1843 - 1848 )

DEMİR-ÇELİK SANAYİ a. ERDEMİR'in Kuruluşu ve Gelişimi 1950'li yıllarda ülke çapında girişilen karayolu, sulama, ziraatı geliştirme, baraj inşaatları ile otomotiv ve beyaz eşya sanayiini kurmaya yönelik girişimlere paralel olarak, yassı çelik ürünlerine olan ihtiyaç büyük çapta artmıştır. Bu ihtiyaç doğrultusunda, 1959 yılı başında, Sanayi Bakanlığı'nca kurulan bir heyet ile Koppers Şirketi (ABD) tarafından yapılabilirlik etüdü ve tesisi kuracak şirketin statüsü üzerinde çalışmalar başlatılmış ve raporlar aynı yılın ortalarında hazırlanmıştır




28 Şubat 1960 tarihinde kabul edilen bir yasayla, "Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları TAŞ." (Erdemir) adı altında bir anonim şirket kurulması için Bakanlar Kurulu'na yetki verilmiş, 11 Mayıs 1961'de şirketin kurulması resmen tescil edilmiştir.

Haziran 1961'de ilk hafriyat çalışmaları başlatılmış, 42 ayda tamamlanan inşaat ve montaj aşamalarının ardından, tesisler, 15 Mayıs 1965 tarihinde işletmeye alınmıştır.

Cumhuriyet tarihimizin en büyük projelerine imza atan Erdemir, gerçekleştirdiği dev yatırımlarla yassı çelik üretim kapasitesini yaklaşık 8 kat artırırken, kalite, maliyet, çevre koruma ve enerji tasarrufu alanlarında da dünya ölçeğinde önemli mesafeler kat etmiştir.
Kapasite artırma ve modernleştirme yatırımlarının yanı sıra Erdemir, büyüme stratejileri çerçevesinde önemli adımlar atarak, yurtiçinde ve yurtdışında kurulu kapasitelerin satın alınması, yeni kapasitelerin kurulması veya üretim, yatırım ve yönetim alanlarındaki birikimlerinin, şirketler kurularak değerlendirilmesi çalışmalarına hız vermiştir.





Kalbim Atar Cansız, Geçmez Gün Ahsız, Vahsız..
  Alıntı ile Cevapla


Cevapla
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)