| |
|
10 Mart 2023, 04:58
| #1 |
| Çevrimdışı    Üyelik tarihi: 07 Aralık 2022 Konular: 21281  Mesajlar: 24.385
 Nerden: İstanbul Cinsiyet: Erkek Web Site: TRmIRC.Net IRC Sunucu: IRC.TRmIRC.Net Alınan Beğeni: 3914 Beğendikleri: 7042 Ruh Hali : :  |  Dört ayaklı ilişkiler İnsanlar eş seçiminde genellikle özgür bir seçim yaptığını düşünüyorlar. Modern psikoloji eş seçimlerinin rastgele olmadığını, çocukluktaki kişiye acı veren, açık yara ve acı tecrübeleri iyileştirmek için bir eş seçtiğini vurguluyor. Mutlu ve huzurlu başlayan ilişkiler bazen yerini istenmeyen durumlara bırakabilir. Psikoloji, yetişkin ilişkilerindeki hayal kırıklıkları ile erken çocukluk deneyimleri arasında sıklıkla bir bağlantı olduğunu ifade ediyor. Örnek olarak, çocukken sık sık eleştirilen kişi, eşinin eleştirilerine karşı son derece duyarlı olduğunu; Çocukluktaki terk edilme, baskılanma veya ihmal duygularının genellikle bir evlilikte veya bağlı bir ilişkide de ortaya çıktığını belirtiyor. Bu tür "temel sorunlar" tekrar tekrar bir eşle ortaya çıktığında, bir ilişkideki tüm iyi şeyleri gölgede bırakabiliyor ve kişinin doğru eşi seçip seçmediği konusunu gündeme getirebiliyor. Bu nedenle açık iletişim teknikleri ilişkileri iyileştirmek için çok daha fazla önem kazanıyor. Bu teknikler ile, çiftler birbirlerinin duygularını ve "çocukluk yaralarını" daha empatik bir şekilde anlamayı öğrenebilir, kendilerini ve ilişkilerini iyileştirmelerine izin vererek daha "Bilinçli Bir İlişkiye" doğru ilerleyebilirler. İlişkinin bir noktasında, çiftler genellikle kendilerini öfke ve şok, umutsuzluk ve üzüntü ile mücadele ederken bulurlar. Bazı yeni evliler, aşk ve coşkunun yoğun olduğu anların nasıl umutsuzluk ve çatışma durumuna geldiğini anlayamıyorlar. Kimi eşler evdeki hayat nispeten huzurlu olsa bile, çiftler "artık ortak hiçbir şeyleri" kalmadığından yakınırlar. Ve zamanla her biri kendi arkadaşları ve ilgi alanları olan, bir çıkar evliliğinde ya da "çocuklar uğruna" katlandıkları bir anlaşmada, hayal kırıklığına uğramış veya öfkeli bir birliktelik yaşarlar. Maalesef parçalanmış rüyalar, ne şekilde olurlarsa olsun insana acı verir. İşte bu yazı da her zaman bir umudun olduğunu ifade etmek için veya iyi giden bir ilişkinin sürdürülebilir olmasının yöntemlerinden birini ifade etmek için kaleme alındı. Çoğu zaman ilişkilerdeki mutsuzluk, eşlerin sevgi eksikliğinden değil, iletişimi doğru yönetememelerinden kaynaklanıyor. Birçok çiftin sorunlarının kökleri yanlış anlaşılan, manipüle edilen veya kaçınılan iletişimlerden kaynaklanır. Bunu düzeltmek için, duygusal zeka ve açık iletişim gerekir. Etkili ve açık iletişim teknikleri kullanarak eşler konuşma şeklini yeniden yapılandırabilirler, böylece birbirlerine söyledikleri farkedilir, doğrulanır ve empati kurulur. Etkin iletişim ile birbirlerine çocuklukları hakkında her şeyi anlatmak, hayal kırıklıklarını açıkça belirtmek ve iyileşmek için birbirlerinden tam olarak neye ihtiyaçları olduğunu söylemelerini sağlayabilir. Açık iletişim, eşlerin dünyasına açılan bir penceredir; gerçekten duyulmak güçlü bir iyileştiricidir. Zamanla, kendi tecrübeleriyle birlikte eşin duygusal durumunu fark edip ona katılmayı öğrendikçe, daha paylaşımcı tutumlar sergilenmeye başlanır. Bu açık iletişim ile, eşler yalnızca "duymak ve anlamak" arzusuyla değil, aynı zamanda "duyulma ve anlaşılma" ihtiyacını karşılama arzusuyla motive olarak, birbirlerinin dünyalarına bir köprüden geçerler. Bu açık iletişimin amacı, her şeye rağmen ilişkide birbirlerine özel zaman ayırmayı hedefler. İlişkinin temel yaklaşımı "Farklı olmana saygı duyuyorum; Ondan öğrenmek istiyorum. Ben de seninle benimkini paylaşmak istiyorum." Açık iletişimin en büyük öğrenmelerinden biri, iki farklı dünyanın keşfidir. Ne zaman iki kişi söz konusuysa, her zaman iki gerçek vardır. Bu gerçekler, ne olursa olsun, her zaman küçük ve büyük şekillerde farklı olacaktır. Ve diğer kişinin gerçekliği anlaşılabilir, kabul edilebilir, değer verilebilir ve hatta sevilebilir, ancak kendisiyle özdeş hale getirilemez. Açık iletişim konuları eyleme dönüştürülmelidir: Eşler birbirlerinin ihtiyaç duyduklarını verirler. Bilinçli bir ilişkide, onun ihtiyacı olanı vermek için değişmeyi kabul etmek gerçekten radikal bir düşüncedir. Geleneksel bilgi stilinde insanların değişmediğini, birbirlerini olduğu gibi kabul etmeyi öğrenmeleri gerektiğini söyler. Ama değişim olmadan büyüme olmaz; insan kadere mahkum, mutsuzluğa takılıp kalır. Değişim, iyileşmenin katalizörüdür. Eşler ihtiyaç duydukları şeyi vermek için değiştikleri zaman, kendi acı verici düşüncelerini de iyileştirmiş olurlar. Çoğu zaman insanın davranışları, belirli yoksunluklarına tepki olarak doğuyor; yani tutumlarımız eksik yönlerimizin adaptasyonudur. Eşler birbirlerine verilmesi gerekeni verirken, sahip oldukları ve kendi gizli benliklerinin ışığını ortaya çıkartabilirler. Eşler birbiri için davranışlarını değiştirdiğinde birlikte iyileşme yolculuğu başlamış olur. Zamanla, eşler birbirlerine olan sevgilerini gösterdikçe, gizli benlikleri öğrenip kabul ettikçe ve sevmek için emekleri arttıkça, acıları ve kendilerine yoğunlaşmaları azalır. Partnerler empatik duygular ve çocukluk acısı içinde kaybolan "eksik yanları" ile bağlantılı duyguları geri yüklerler. Bu, eşlerin birbirlerini yalnızca kendi uzantıları olarak veya olmasını istedikleri kişi gibi değil, bireyin kendi öz benliğine ve öz saygısını anlayarak onları oldukları gibigörmeyi öğrenirler. Bilinçli bir ilişki, yeniden yuvaya, neşeye ve canlılığa, başlanılan birlik duygusuna götüren ruhsal bir yoldur. Açık iletişim ile eşler sevgiyi büyük ve küçük şekillerde günlük olarak bir davranış olarak ifade etmeyi öğrenirler: başka bir deyişle, partnerlerine ihtiyaç duydukları şeyi vermek için doğru sevmeyi öğrenirler İyi bir ilişki her bireyin kendi ayakları üzerinde yürükleri ve birbirlerinin adımlarından mutlu oldukları ilişkidir. Formül kolay; farklılıktaki zenginliği anlamak diyebiliriz. ALINTI |
 |
 | |
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
1Beğeni
